MASUMİYET

Gözlerinde kaybettim masumiyetimi,
Kaybettim sözlerinde engin merhametimi,
Beyhude geçti yıllar yok bir merhemi,
Artık ne desen boş yok bir önemi!
Karanlık gecelerde düşündüm durdum,
Aslında yoktun sen kendim oldurdum.
Gelecek anlamsız olmadan mazi,
Nafile anlatma hepsi farazi.
Hakikati söylemek artık zaruret,
Ne yazık ki hayatın yalandan ibaret!
İstersen kız ister kabul et,
Asla geri gelmez yitirdiğim masumiyet.
Oyun bitti kapandı perde!
Dün dostum diyenler bugün nerde?
Riya ve yalan bıraktığım yerde ,
Sen söyle bunu gören akıl kalır mı serde ?

ÖZKAN KARADAR

  *****

BAZEN

Bazen hayat kadar acımasız oluruz kendimize
Bazen bir nefes kadar yakın
Bazense yıldızlar kadar uzak…
Ne kadar uzaklaşırsak uzaklaşalım,
Gölgemizden yakınızdır bazen.
Bazen sahte gülüşlerimizle kandırırız kendimizi ,
Bazen inanmadığımız hislerimizle avuturuz zihnimizi,
Bazen hayallerimizin peşinden koşarız,
Ne kadar istesek de emeklerimiz yetmez bazen.
Paraya pula, taşa toprağa, mevki makama taparız bazen,
Bazen değer vermeyiz bir tozmuşçasına.
Bazen gitmektik tek çare,
Bazen dönüşleri özleriz umarsızca ,
Bazense silip atarız bizi biz yapanı…
Her ne kadar saklasak da kibrimizi merhametimizin ardına,
O bile tutamaz bizi bazen.
Bazen kralızdır dev aynasında,
Bazen dalkavuk kralın sofrasında,
Hep olmaya çalışsak da koskoca bir hiçizdir bazen…

Özkan KARADAR

*****

ZAMAN

Elbet bir gün anlayacaksın dolduğunda vade,
Gelmeyecek geri bir saniyesi bile,
Belki biraz pişman , belki biraz buruk bakacaksın maziye,
Durmayacak zaman imparator olsan bile …
Dipsiz bir kuyu misali derin ve karanlık geceler birbirini kovalayacak, Sormadan fikrini hayatını senden çalacak.
Kimi zihinde bir asır, kimisinde sadece bir an kalacak.
Sustuğunda saatler son bir şans olmayacak.
Durdurmaya çalışacaksın zamanı , izlerini silerek.
Ne yapsan daralacak , gitgide eriyecek…
İsyan edeceksin kaderine bıkmadan usanmadan,
Soracaksın kendine nasıl geçti bunca zaman?
Ertelediğin işlerin hep öteye gidecek
Mucizeler yaratsan zamanın yetmeyecek.
Ne yana baksan , kime sorsan sonuçlar değişmeyecek,
Fark edemeyeceksin yitirdiklerini hepsi tükenene dek…

Özkan KARADAR

*****

VEDA

Dönüşü olmayan gidişlerdi canımızı acıtan,
Bilirdik her şey için geçti…
Ne gizemli gece varacaktı sabaha,
Ne de geri gelecekti yitirilenler bir daha.
Mahzun bir elvedanın yankıları dağılıyordu dört bir yana,
Tutmuyordu eller, sağır olmuştu kulaklar,
Ağlamaya bile cesareti yoktu gözlerin,
Bir kaç veda sözcüğü dudaklarda,
Onlar bile, onlar bile dökülmek istemiyordu,
Tarifsiz bir keder kaplamıştı bedeni,
Kalbe saplanmış bir hançer kadar keskin,
Ölüme götüren bir zehir kadar acı…
Hayaller kadar uzaktı artık vuslatlar,
Sılalar gurbet olmuş, mutluluklar yalan.
Zaman durmuştu adeta, geçmiyordu günler,
Anlamını yitirmişti şarkılar, ayrılık söyler.
Gitmişti kara tren, demir almıştı son gemi,
Dönmeyecekti dünya durmuştu sanki…

Özkan KARADAR

*****

UMUT

Bir umutla başladı her şey,
Oydu bizi ayakta tutan yegane şey
Onunla filizlendi dalında çiçekler
Onunla yasam buldu kozasındaki kelebekler
Umutlarımızdı yarınları yaratan
O değil miydi bizi yeni maceralara atan
Birçoklarını gördüm yoktu umudunu satan
Başka bir şey olamazdı bize yaşam sevincini katan
Fırtınalı denizlerde deniz feneri
Susuz çöllerde vahaydı
Çaresiz gözlerde pırıltı
Korkak kalplerde cesaretti o…
Karanlıklar aydınlığa dondu onunla
Umut’u gördük gökkuşağının her tonunda,
Hüsranla biten badirelerin sonunda,
Tutunacak tek dalımızdı yine umut.
Aktı nehirler misali yüreğimize,
Tercüman oldu platonik hislerimize,
İlhamdı romantik dizelerimize
Şafak vaktiydi karanlık gecelerimize
Bitti derken hayata tutunursun onunla,
Her şey biter o kalır yanında,
Yürüdüğümüz şu kısacık hayat yolunda,
Umudunu kaybetme güleceksin sonunda.

ÖZKAN KARADAR

*****

DİNMEYEN KEDER

Sessiz çığlıklar yükseliyordu sokaklardan,
Mühürlüydü kapılar, ışık vermiyordu lambalar.
Adeta fırtına öncesi sessizliği tasvir ediyordu şehirler,
İnsanlar suskun, hayvanlar suskun, dağ taş suskun…
Kimse bilmiyordu nedeni
Sanki asırlar olmuştu hayatın rengi gideli
Pek çoğu düşündü, bulamadı çare,
Sordular umarsızca nasıl geldik bu hale,
Görmediler, duymadılar, konuşmadılar uzun yıllarca,
Belki insan değil ama maymun oldular kurnazca.
Hesapları tutmadı pişman oldular ,
Vicdandı mahkeme mahkum oldular.
Ne yüzler eskidi ne de mekanlar,
Hep aynıydı kibir maskesini takanlar,
Nice şahlar, padişahlar, sultanlar,
Onlar bile yenemedi kaderi,
Kabullendi çaresiz dinmeyen kederi.

Özkan KARADAR

*****